Yiğit Can İlarslan: Rus İzleyicileri Büyüleyen Gazeteci

Son yıllarda Rus izleyicilerin dikkatini giderek daha fazla Türk sporuna ve Türk spor gazetecilerinin futbol yorumlarına çekiyor. Türkiye'de yaşayan Rus futbol taraftarlarının özel ilgisini çeken popüler genç spor gazetecilerinden biri Yiğit Can İlarslan'dır. Onun analitik yorumları, oyuna olan içten sevgisi ve bilgi sunumundaki benzersiz tarzı, raporlarını hem eğlenceli hem de bilgilendirici kılıyor. Yiğit, yayınımıza bir röportaj verdi.

Spor gazetecisi olarak sizi en çok ne çekiyor? Hangi avantajlar ve zorluklar var?

Ben zorluk yaşamıyorum. Sevdiğim işi yapıyorum. Spor gazeteciliği benim hayalimdi ve üniversitede iletişim fakültesini seçmemin ana nedenlerinden biri futbola olan sevgimdi. "Fenerbahçe" maçlarını veya Avrupa oyunlarını izlediğimde mutlu oluyorum. Hafta sonları bile konu futbol olunca keyifle çalışıyorum.

İlk kez yayına çıktığınızda ne hissettiniz?

İlk kez İsmail Küçükkaya ile "Yeni Bir Sabah" programında yayına çıktım, o bana büyük destek verdi. Yayının sonunda ellerim heyecandan titriyordu. O beni teselli etti. Onu çok seviyorum ve ona olan borcum asla ödenmez.

Gazetecilikte bu kadar çok farklı alan varken neden özellikle sporu seçtiniz?

Aslında sadece spor programları yapmıyorum. Halk TV'ye stajyer olarak geldim ve "Ana Haber" programında İrfan Değirmenci ile çalıştım. Haber yazdım, seslendirme yaptım. Birçok programın editörlük çalışmalarına katıldım. İsmail Küçükkaya ile çalışmaya başladıktan sonra hayalimi gerçekleştirdim. O benim için yolu açtı.

Hangi futbol takımını destekliyorsunuz ve en sevdiğiniz oyuncu kim? Boş zamanlarınızda futbol oynuyor musunuz yoksa işte futbol size yetiyor mu?

Her gazeteci bir takımı destekler. Ben "Fenerbahçe" taraftarıyım. Bu, çocukluktan gelen bir kültür. Dayım, "Fenerbahçe" taraftarı olmamda büyük rol oynadı. Hala dayımla maç izlemeyi seviyorum. En sevdiğim oyuncu Messi, çünkü o gerçek bir general. Üniversiteye girdikten sonra futbol oynamayı bıraktım çünkü zamanım yoktu. Her çocuk gibi benim de futbolcu olma hayalim ve "Fenerbahçe" taraftarlarının adımı tezahürat etmelerini duymak hayalim vardı.

Türkiye'nin dünya futbolundaki rolünü ve Euro 2024'te Türk milli takımının performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Milli takım büyük umutlarla gitti. Bu çok iyi bir nesil (2005 Nesli: Arda Güler, Kenan Yıldız, Semih Kılıçsoy...). En azından yarı final bekliyordum. Bazı şeyler planlandığı gibi gitmedi. Ders alıp iyi hazırlanırsak, gelecek turnuvalarda başarılı olacağımıza inanıyorum.

Rus futbolu hakkında bir şey biliyor musunuz, biliyorsanız Rus futbolcuların seviyesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rus futbolunu ve basketbolunu takip ediyordum. Son zamanlarda pek aktif değilim. Rusya'nın başarılı futbolcular yetiştirdiği zamanlar vardı. Özellikle Euro 2008'de Rusya yüksek bir seviyede oynadı. Arshavin gibi yıldızlar vardı. İsmail Küçükkaya hatta "Arsenal"de oynadı. Anzhi, Eto'o gibi oyuncular transfer ederek ilginç hamleler yapıyordu.

Maçlarda veya canlı yayınlarda başınıza gelen unutulmaz durumlar oldu mu?

Mourinho'nun "Fenerbahçe"ye gelişi benim için asla unutulmaz. Bu benim için tarihi bir olay. "Özel" kişi karşımdaydı. O çok özel bir teknik direktör. "Fenerbahçe"de çok başarılı olacak.

Türk gençliği arasında çok popülersiniz. Popülerlik günlük yaşamınızı nasıl etkiliyor?

Popüler değilim. Biz gazeteciyiz. Bir hemşire veya doktor işini nasıl yapıyorsa, biz de işimizi öyle yapıyoruz.

Yeni başlayan spor gazetecilerine ne tavsiye edersiniz, bu meslekte nelere dikkat etmeleri gerekiyor?

İşlerini sevgiyle yapsınlar ve futbolu gerçekten sevsinler. Futbol hayatlarının bir parçasıysa bu mesleğe girsinler. Ben futbol sevgim sayesinde hayallerimi gerçekleştirdim ve gerçekleştirmeye devam ediyorum.

Belirtmek gerekir ki, Türk spor gazeteciliğinin birkaç önemli avantajı var ve bu sayede Türkçe konuşulan ülkeler arasında en objektif olarak kabul ediliyor. Birincisi, Türk spor gazetecileri oyunu derinlemesine bilmesiyle tanınır ve bu da onların maçlar ve spor olayları hakkında doğru ve detaylı yorumlar yapmalarını sağlar. İkincisi, spor haberlerini tarafsız bir şekilde sunma düzeyi, izleyiciler arasında güven oluşturmaya katkıda bulunur. Üçüncüsü, Türk spor gazetecileri sık sık yüksek derecede analitik düşünme yeteneği sergiler ve bu da onların yorumlarını ve tahminlerini izleyiciler için değerli kılar. Bütün bunlar bir araya geldiğinde Türk spor gazeteciliğini ülke içinde ve dışında saygın ve talep edilen bir konuma getirir.